2020’de Her şey Gönlünüzce Olsun konulu yazımda bahsedeceğim şey bugün 2017’nin son günü. Acı tatlı anıları geride bırakarak bize yılı daha tamamlıyoruz. Hayat bazen sevinç bazen keder bazen de umut veriyor insana. Yeni yıllar genelde umut ile karşılanırken geçmiş yıllar geride bırakılanların hüznünü taşıyor.
Ulaşılan hedefler, geçen mutlu anlar, hatıralar ile bitirmenin kısmet olduğu bir yıl neyse ki nasip oldu diyenler de var. Tam tersini söyleyenler de var tabii.
Hayatı güzelleştirmek bizim elimizde tabi. Odak noktamız mutluluk ve barış olduğu sürece kendimizi daha iyi bir dünyada hissetmemiz mümkün olabiliyor bence. Olumsuzlukları ders alınacak bir fırsat olarak görmek. Tecrübeleri sonraki yaşantımızda kullanarak benzer hataları yapmamak ve en önemlisi insan olmak. İnsanı sevmek ve insanların sevgisini kazanmak.
Pozitif enerjili bir insan olabilmek de her insana nasip olamıyor. Kaşlarını çatarak dünyaya ters taraftan bakanların bütün işlerinin ters gittiğini de iyi biliyorum. Pozitif düşünce, hoşgörü anlayış ve iş birliği de az önce anlattığımın tam tersine bütün zor kapıları açan sihirli bir değnek gibi adeta.
Amacımız güzel yaşamak, mutlu olmak ve mutluluk dağıtmak ise çevremizdeki insanlar da şanslı. Onlar aynı şekilde aldıkları olumlu bildirimler ile bize geri dönüş yaptığında da bizim mutluluğumuz katlanarak artar. bu şekilde mutluluk çemberi döner gider ve hayat bayram olur.
Saydıklarım olumlu temenni, dilek ve istekler. Ne kadar da güzel değil mi? bir de yaşadığımız gezegendeki kötüleri düşünürsek. Adam öldürenler, hırsızlar, tacizciler, tecavüzcüler. Ne kadar çok kötülük ve kötü insan var değil mi? Saymakla bitiremeyeceğimiz kadar asli ve cezai işlem gerektiren vukuatlar var. Bu kötülükler ve kötü insanlar ne olacak peki? Onları sadece cezalandırıp özgürlüklerini kısıtlamak yeterli mi? Hapislere tıkıp ömür boyu beslemek bir çözüm mü? Bence değil. Ne yapmalı? Her sorun u dile getirdiğimde bir çözüm önerisi vermek gibi alışkanlığım var. Sözü de fazla uzatmadan bu kötülükler ve kötü insanlar için önerimi de yapıp yazımı sonlandıracağım.
Önce insan neden kötüdür? Suça neden itilmiştir. Bunu özüne inmek gerekiyor. Benim kişisel tespitlerime göre aile yaşantısındaki aksamalar, ekonomik ve sosyal problemler suça itmekte. Devlet olarak adaletli bir yaşam standardı oluşturulması, çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınması gerekiyor.
Pratik hayatta ise bunu nerede ise tam aksi bir durum var ve sadece kayıt altındakiler vergi öderken kayıt dışı milyonlarca dolar haksız kazanç ve vergisi ödenmemiş kazanç olarak gelir dağılımındaki adaletsizliği körüklemekte.
Sosyal devlet anlayışının hakim kılınması ile yoksullar, kimsesizler, engelliler için pozitif ayrımcılık yapılmalı.Kafası çok çalışan çok kazansın liberal düşüncesini benimsemiyorum.Biyolojik ve genetik olarak sınırlı yatenekleri olan insanların da insan gibi yaşama hakları olmalı. Uyanık tayfaların, hokkabazların hakim olmadığı adaletli, gelir dağılımının sağlandığı sosyal bir devlet ile suç oranları ve dünyanın olumsuzlukları azaltılmalı.
Liderlerin baskıcı tutumları, paraya tapman insanlar, gönül zenginliğinden ziyade dolar zenginliğini önemseyenler kahrolsun.
Sevgi ve barış ile yaşayalım.